Lâ İlâhe İllallah Kime Fayda Verir
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Lâ İlâhe İllallah Kime Fayda Verir
Alimlerden bir grup yukarıdaki "La İlahe İllallah" a şehadet eden kişilerin cennete gireceğini bildiren hadislerin hadler ve farzlar nazil olmadan önce indirildiğini beyan ettiler.
Bu alimlerden Zühri’yi, Sevri’yi ve bu ikisinden başkalarını zikretmek mümkündür.
(Zühri; Muhammed İbn-i Müslim İbn-i Ubeyd İbn-i Şihab Ez-Zuhri Ebu Bekir. Fıkıh alimi, hafız. Güvenilir bir alim olduğuna ittifak edilmiştir. Hicri 125 küsür senesinde ölmüştür.)
(Sevri; Süfyan İbn Said İbn Mes’ud es-Sevri Ebu Abdullah el-Kufi. Güvenilir, hafız, fıkıh alimi. Huccet olarak kabul görünmüş birisi. Hicri 161 senesinde ölmüştür.)
Bu görüş çok uzaktır. Çünkü bu had ve farzların nuzulünden sonra da Medine’de rivayet edilen ve Tebuk gazvesi esnasında ki o Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in hayatının son zamanlarına rastlamaktaydı bu konuyla alakalı olarak söylenen bir çok hadisler vardır.
Bazı alimler bu hadislerin mensuh olduğu görüşündedirler. Bazıları ise bu hadislerin muhkem olduğunu söylemişlerdir. Bu hadislere muhkem diyen alimler hadislere eklenen bir takım şartlar (hadler ve farzlar) bu hadislerin bir ilavesi midir yoksa sonra gelen şey hadisin tamamını nesh mi etmiştir? Şeklinde ihtilafa düşmüşlerdir. Usulcüler arasında bu konuda bir ihtilaf vardır.
Sevri ve onun gibi düşünen alimler bu hadislerin mensuh olduğunu, nesh edenin de hadler ve farzlar olduğunu söylemişlerdir. Aslında bu alimlerin nesh ile vurguladıkları şey bu alimlerin nesh ile vurguladıkları şey bu hadislerin bir nüshası yani açıklaması ve izahıdır. Zaten selef alimleri birçok yerde neshi buna benzer şekilde yani açıklama ve izah olarak kullanıyorlardır.
Bu alimlerin bunu demekte ki asıl kasıtları cennete girip, cehennemden kurtulmanın ancak La İlahe İllallah’la beraber farzların yapılıp haramlardan kaçınılma şartına bağlı olduğunu açıklamaktır.
Bu alimler:
"Bu naslar mensuh olmuştur yani açıklanmış ve tefsir edilmiştir. Farzlar ve hadisler ise nasihtir yani nassları açıklamakta, onu izah etmektedir." Demek istiyorlar.
Alimlerden bir grup şöyle demiştir:
- "Bu genel olan hadisler daha sonra gelen ibarelerle bazı şartlara bağlanmıştır"
Onlardan bazıları şunlardır:
"Kim ihlaslı olarak La İlahe İllallah derse (Hadis sahihtir. Ahmed, Taberani, İbn-i Mundih, İbn-i Hibban "Sahih’inde", Ebu Naim "El-Hılye’sinde" rivayet ettiler ve sahih dediler.) veya
"Onu gerçekten bilerek" (Müslim) ya da
"Lisanıyla tasdik ederek" (Buhari "Tarih’inde", Ahmet, İbn-u Huzeyme tahriç etmişlerdir.) veyahud da
"Onu kalbinden tasdik ederse" (Ahmet, İbn-i Hibban, Hakim rivayet etmiş ve sahih demişlerdir.) veya
"Lisanen boyun eğerek ve kalben mutmain olarak" (Buhari "Tarih’inde", Suyuti "Elleyali’de" tahriç etmişlerdir.) gibi bazı şartlar La İlahe İllallah ile birlikte zikrolunmuştur.
Bunların hepsi kalbin ameline işarettir. Onun gerçekleştirilmesi iki şehadetin tam olarak geçekleşmesiyle mümkün olur. Bu da şu şekilde olmaktadır:
La İlahe İllallah; isteme, yönelme, boyun eğme, yardım isteme, tevekkül etme, korkma, umma, sevgi gösterme bakımından kalbin Allah’tan başkasını ilah edinmemesidir.
Muhammedun Rasulullah’ın gerçekleşmesi ise; Allah’ın rasulüne bildirdiği şekilde Allah-u Teâlâ'ya ibadet etmekle olur. Yukarıda açıklanan mana Rasulullah’tan bize açık bir şekilde ulaşmıştır.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
- "Kim ihlaslı olarak La İlahe İllallah derse cennete girer."
Bunun üzerine şöyle soruldu:
- "Buradaki ihlas nedir ya Rasulullah!"
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
- "Allah’ın sana haram kıldığı şeyleri yapmaktan seni engellemesidir."
Bu hadis Enes b. Malik radiyallahu anh’den ve Zeyd b. Erkam radiyallahu anh’dan rivayet edilmiştir. Fakat bu iki isnad da sahih değildir.
(El-Hatib (Tarih’inde, Ebu Naim "El-Hilye" sinde tahriç etmişlerdir.)