KURTULUS FIRKASININ KARAKTERISTIK ÖZELLIKLERI
Seyh Muhammed bin Salih el-Useymin
tercüme: AbdulKerim Cobanoglu
Soru: Kurtulus firkasinin en bariz özellikleri nelerdir? Sayet bir kiside bu özellikler eksik ise, bu o kisinin kurtulus firkasindan olmadigi anlamina mi gelir?
Cevab: Allah'a hamdolsun. Kurtulus firkasinin en bariz özellikleri akidede, ibadette, ahlak ve davranislarda ve baskalariyla muamelelerde Allah Resulu (sallAllahu aleyhi ve sellem)'in yoluna harfiyyen sarilmalaridir. Kurtulus Firkasinin bu dört noktada cok belirgin, acik ve net karakteristik özellikleri mevcuttur.
Akide meselelerinde Allah'in kitabinda ve Resulunün sünnetinde yani rububiyyet, uluhiyyet ve isim ve sifatta Allah'i birlemenin ehemmiyetini vurguladiklarini görürsün.
Ibadet konularinda bu insanlar Peygamber (sallAllahu aleyhi ve sellem)'in ibadet olarak yaptigi cesitli amelleri tam bir baglilikla tatbik ettiklerine musahede edersin. Onlar Allah'in dininde bid'at cikarmazlar, bilakis Allah'a ve peygamberine sonsuz saygi duymaktadirlar. Bu sebepten onlar Allah'in ve peygamberinin koydugu hudutlari cigneyip Allah'in emretmedigi herhangi yeni ihdas edilen bir ibadet seklini ortaya cikarmazlar.
Tutum ve davranislarinda da digerlerinden güzel ahlaklariyla farkli olduklarini bulursun, zira sürekli müslümanlarin iyiliklerini, mutlu, cömert ve cesaretli olmalarini ve daha nice erdemli meziyetlere sahiblenmelerini isterler.
Baskalariyla muamelede acik ve dürüst bir bicimde olduklarini kesfedersin, bunlar Allah Resulu (sallAllahu aleyhi ve sellem)'in su hadisinde kasdettigi kimselerdir: (Allah Resulu (sallAllahu aleyhi ve sellem) buyurdular ki:
"Alış-veriş yapanlar birbirlerinden ayrılıncaya kadar muhayyerdirler. Eğer doğru söyler ve (her şeyi) beyan ederlerse bu alış-verişleri her ikisi hakkında da mübarek kılınır. Gerçeği gizlerler ve yalan söylerlerse, alış-verişlerinin bereketi kalmaz." (Sahih bir hadistir. Buhari,Muslim ve digerleri tahric etmistir.)
Sayet bir kiside bu özelliklerin herhangi birisi yoksa, bu onun kurtulus firkasindan olmadigi anlamina gelmez, zira herkes icin islediginin karsiligi olarak degisik dereceler vardir. Ama mesela ihlassizlik gibi tevhidi ilgilendiren mes'elelerde müskilati olan bir kisi kurtulus firkasi disina cikabilir. Ayni sey bid'at icinde söz konusudur, cünkü bir kisi bir bid'at ortaya atarsa kurtulus firkasindan cikar. Ahlaki ve baskalariyla muamele konularinda eksiklikler bir kisiyi kurtulus firkasindan cikarmaz ama bu kisinin derecesini düsürür.
Tutum ve davranis mes'elelerini daha detayli incelemeye mecburuz. Tutum ve davranislarda en önemli faktörlerden biri birliktir ve hakta bir araya gelmedir. Allah (subhanehu ve teala) bizi su ayette söyle tesvik eder:
“Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin! diye Nûh’a emrettiğini, sana vahyettiğini, İbrâhim’e, Mûsâ’ya ve İsâ’ya emrettiğini size de din kıldı.“ (Sura Suresi, 13. ayet)
Allah (subhanehu ve teala) bize dinlerinde bölük pörcük olanlarla Allah Resulu (sallAllahu aleyhi ve sellem)'in bir alakasi olmadigini beyan eder. Allah (subhanehu ve teala) söyle buyurur:
„Şu dinlerini parça parça edenler ve kendileri de grup grup ayrılmış olanlar var ya, (senin) onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi ancak Allah’a kalmıştır. Sonra (O), yapmakta olduklarını kendilerine haber verecektir.“ (En'am Suresi, 159. ayet)
Birlik ve beraberlik kurtulus firkasinin ki ehli sünnet ve'l cemat'tir en bariz karakteristik özelliklerindendir. Sayet aralarinda ictihadin caiz oldugu bir mes'elede ictihadtan dolayi bir tartisma ciksa birbirlerini kinamazlar, düsmanlik ve garazkarlik yapmazlar. Bilakis aralarinda görüs farkliligi ciksa bile birbirlerine yinede kardes gözüyle bakarlar. Onlar kardeslerinin ibadetlerinde delile göre hareket etme taraftarlari olduklarini bildikleri icin baska
delillerle farkli amel etmelerine nerde ve nasil olursa olsun tolerans gösterirler.
Her ne kadar farkliliklar olsa da, Allah'in kitabindaki ve Resulun sünnetindeki delillere tabi olma esastir. Alimler böyle farkli anlayislarin olabilecegini, Allah Resulu (sallAllahu aleyhi ve sellem)'in yasadigi dönemde bile sahabe arasinda vukuu buldugunu ve O (sallAllahu aleyhi ve sellem)'in kimseyi kinamadigini bilmiyor degillerdir.
Nitekim Allah Resulu (sallAllahu aleyhi ve sellem), Ahzab gününde "Sakın herhangi bir kimse ikindi namazını Benî Kureyza'ya varmadan kılmasın"dedi. Yola çıktıktan sonra ikindi vakti olunca bazıları "Biz Benî Kureyza'ya varmadan önce ikindiyi kılmayız"dediler. Bazıları "Biz ikindiyi kılarız. Bizden bu istenilmemiştir"dediler. Hadise sonradan Allah Resulu (sallAllahu aleyhi ve sellem)'e intikal etti ve Peygamber hiç kimseyi kınamadı. (Sahihtir. Buhari ve Muslim tahric etmistir.)
Sünnete tabi oldugunu iddia eden müslümanlar bir bütün ümmet olmali, farkli görüslerin olabilecegi bazi mes'elelerde gruplara parcalanmamali, kavga ve münakasa yapmamali ve karsilikli bugz etmemelidirler. Burda her firkanin ayri ayri isimlerini zikretmeye gerek yoktur, zira neyi kasdettigimi arif olan anlayacaktir.
Ben ehli sünnet ve'l cemaatin birlesmeleri gerektigini savunuyorum, velev ki kaynaklari/delilleri degisik yorumlamak sekliyle aralarinda farkliliklar olsa bile. SubhanAllah, bu bir konu ki aramizda degisik görüsler olabilir. Asil mes'ele birlik ve beraberliktir. Sübhesiz düsmanliklarini acik acik sergileyen veya görüsünüste Islam'a ve müslümanlara dostluk gösteren Islam düsmanlari müslümanlarin parcalanmasini istemektedirler. Biz kurtulus firkasinin bir alameti olan bu karakteristik özellikle vasiflanmaliyiz, yani birlik olmaliyiz...
(Mecmu el-Fetava ve Resail li'l-Fadilat, 1.c, 38-41.s)