|
|
(©) Coppyright By Umm Yunus At-Turkiyah |
|
|
|
|
|
|
|
Büyük Küfür Çeşitleri |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Büyük Küfür Çeşitleri
"Büyük Küfür Çeşitleri
1 - Cehalet Küfrü
Cehalet küfrü iki çeşittir.
a - Basit cehalet:
Bazı fetret ehillerinde ve kendisine davet ulaşmayanlarda olduğu gibi, baştan olayı (hakkı) duymamak.
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
"İnkar edenleri uyarsan da uyarmasan da birdir onlar iman etmezler." (Bakara: 6)
Bu ayeti kerimede Allah-u Teâlâ, risaletten ve hüccetin ikame edilmesinden önce kafirlikleri belli olan bir kavimden bahsediyor. Onlardan bir kısmı kendilerine hüccet ikame edildikten sonra iman etmiş, bazıları ise küfürde devam etmişlerdir.
İbni Kayyım rahimetullahi aleyh şöyle diyor:
"İslam; Allah-u Teâlâ’yı birlemek, tek olan ve şeriki olmayan Allah-u Teâlâ’ya ibadet etmek, Allah-u Teâlâ’ya, rasulune ve rasulün bildirdiklerine iman edip tabi olmaktır. Bunları yerine getirmeyen kul, müslüman değildir. Şayet bunları yerine getirmeyen, bilerek inkar eden inatçı kafir değilse, o taktirde cahil kafirdir." (Tariku’l Hicreteyn s: 382)
Risalet hücceti ikame edilmeden veya tebliğ ulaşmadan önce de küfür ve şirk işleyenin, müşrik ve kafir olarak isimlendirildiğine dair bir çok delil vardır. Daha önce bunların bir kısmını açıklamıştık.
b - Koyu cehalet:
Bu cehalet türü ise; kişinin bir şeye gerçekte olduğundan başka bir şekilde iman etmesidir. Mesela; başlangıçta İsa aleyhisselam’a iman edip daha sonra sapan, akideleri ve düşünceleri bozulan hristiyanları, onlara benzeyen fakat kendilerini İslama nisbet edip de tağutlara ve yıldızlara tapanları, vahdeti vucütçuları, hulul ve ittihad inancına sahip olanları, evliyalara şeyhlere tapanları ve bunlar gibi bozuk akidelere sahip olanları gösterebiliriz.
İbn Teymiye rahimetullahi aleyh dedi ki:
"Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Yahudiler gazaba uğramışlar hristiyanlar ise sapmışlardır."
Çünkü yahudiler hakkı, oğullarını bildikleri gibi biliyorlardı. Fakat hakka tabi olmamışlardı. Onların kibir ve hasetleri, hakkı görmemezlikten gelip düşmanlık etmelerine sebep oldu.
Hristiyanlara gelince, onların içinde Allah-u Teâlâ’ya çok ibadet eden kişiler vardır. Ayrıca onların kalbi daha ince ve merhametlidir. Ruhbaniyyeti icad etmişlerdir. Fakat onlarda ilim yoktur. Bu yüzden sapmışlardır.
Yahudiler hakkı bildikleri halde tabi olmazlar, hristiyanlar ise hakka tabi olmak istedikleri halde cehaletlerinden dolayı sapmışlardır. Cehaletlerinin yanında bunların sapmalarının diğer bir sebebi ise zanlarına ve hevalarına tabi olmalarıdır. Bu sebeple, gerçekte ne yararlanılacak faydalı bir bilgiye ne de Allah-u Teâlâ’ya ibadet isteğine sahiptirler..." (El-İman’il Evsat risalesi s: 70-71)
2 - Yalanlama Küfrü
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Allah'a karşı yalan uydurandan veya hak kendisine geldikten sonra onu yalanlayandan daha zalim kim vardır? Cehennemde kafirler için bir yer yok mudur?" (Ankebut: 68)
Yalanlama küfrü iki çeşittir
a - Haber veren kişiyi yalanlama:
Bu küfür çeşidi insanın, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in haberini ve ona Rabbinden gelen şeyi duyduktan sonra risaletini ve haberini reddedip yalanlamasıdır. Kalpleriyle Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yalancı olduğuna inananlar gibi...
İbni Kayyım dedi ki:
"Yalanlama küfrüne gelince: Rasulün yalancı olduğuna inanmaktır. Kafirlerin içinde bu tür küfür azdır. Çünkü Allah-u Teâlâ rasullerini desteklemiş, onların davet ettiği şeyin doğruluğunu göstermesi, karşı çıkanların mazeretlerini yok etmesi için mucizeler ve deliller vermiştir." (Medaricu’s-Salikiyn c: 1 s: 337)
b - Haberi yalanlamak:
Bu küfür çeşidi insanın İslam dininde bilinmesi gerekli olan bir haberi yalanlamasıdır.
Namazın, zekatın veya haccın farz olduğunu kabul etmeyen bir kişinin imanı olmadığına hükmedilir. Kelimei şehadet getirse bile...
Aynı şekilde zinanın, sebebsiz adam öldürmenin, içkinin, hırsızlığın, faizin veya bunun gibi Allah-u Teâlâ ve rasulünün haber verdiği ve dinde bilinmesi gerekli haram olan şeylerin haramlığını kabul etmemek küfürdür.
Dinde bilinmesi gerekli olan şeylerden kasıt ise, genel bilgidir.Yani istisnasız bütün müslümanların bildiği, bilinmemesi mazeret olmayan bilgilerdir.
3 - Yüz Çevirme Küfrü
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları biz şüphesiz yerli yerince ve belli bir süre için yarattık. İnkar edenler uyarıldıkları şeylerden yüz çevirmektedirler." (Ahkaf: 3)
İbni Kayyım dedi ki:
"Yüz çevirme küfrüne gelince; kişi, kulağı ve kalbiyle rasulü ne tasdik eder ne de yalanlar. Ne dost edinir ne de düşman. Hiç bir zaman ona gelen şeye kulak vermez. Tıpkı Beni Abd Yaleyl’den birinin Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e dediği gibi:
"Vallahi sana bir tek kelime bile söylemeyeceğim. Eğer sen doğru söylüyorsan, sen benim gözümde sana cevap veremeyeceğim kadar yücesin. Eğer yalancı isen seninle konuşulmayacak kadar aşağılık birisin." (Medaricu’s-Salikiyn c: 1, s: 338)
4 - Hakta Şüphe Etme Küfrü
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
"(Böyle gurur ve kibirle) kendisine zulmederek bağına girdi ve şöyle dedi: "Bunun hiç bir zaman yok olacağını sanmam. Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Şayet Rabbimin huzuruna götürülürsem, hiç şüphem yok ki (orada) bundan daha hayırlı bir akibet bulurum. Karşılıklı konuştuğu arkadaşı ona hitaben dedi ki: "Sen, seni topraktan, sonra nutfeden yaratan, sonra da seni bir adam biçimine sokan Allah’ı mı inkar etmek istedin. Fakat O, benim Rabbimdir. Ben Rabbime hiçbir şeyi ortak koşmam." (Kehf: 35-38)
İbn Kayyım dedi ki:
"Şüphe küfründe ise kişi, ne tam olarak bir şeyin doğruluğuna inanır ne de onu yalanlar. Sadece onda şüphe eder. Şayet şüphe içinde olan kişi, rasulün doğruluğunu bildiren ayetleri okumaktan, dinlemekten ve düşünmekten yüz çevirmezse, şüphesi ortadan kalkar. Bu ayetleri okuyan, dinleyen ve düşünen kişide şüphe kalmaz. Çünkü bunların doğruluğa delalet etmesi, güneşin gündüze delalet etmesi gibidir." (Medaricu’s-Salikiyn c: 1, s: 338)
5 - İnkar Ve Hakkı Gizleme Küfrü
Bu küfür çeşidinde kişi hakkı bilip kalbiyle tasdik eder fakat lisanıyla yalanlayıp tasdik etmemiş gibi görünür.
Mearic el Kabul kitabının yazarı şöyle dedi:
"Doğruluğunu bildiği halde hakkı gizlemek, inkar ve gizleme küfrüdür.
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Kendileri de buna yakinen inandıkları halde zulüm ve kibirlerinden ötürü hakkı inkar ettiler. Bozguncuların sonunun nasıl olduğuna bir bak." (Neml: 14)
"Daha önce kafirlere karşı zafer isterlerken kendilerine Allah katından ellerindeki (Tevrat’ı) doğrulayan bir kitap gelip de (Tevrat’tan) bilip öğrendikleri gerçekler karşılarına dikilince onu inkar ettiler. İşte Allah’ın laneti böyle inkarcılaradır." (Bakara: 89)
"Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (o kitapta ki rasulü) öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna rağmen onlardan bir gurup bile bile gerçeği gizler. Gerçek olan, Rabbinden gelendir. O halde kuşkulananlardan olma." (Bakara: 146-147) (Mearic’el Kabul c: 2 s: 19)
İbn Kayyım dedi ki:
"Allah-u Teâlâ Firavun ve kavmi hakkında şöyle buyurdu:
"Kendileri de bunlara yakinen inandıkları halde zulüm ve kibirlerinden dolayı hakkı inkar ettiler." (Neml: 14)
Allah-u Teâlâ, rasulüne şöyle buyurdu:
"Aslında onlar seni yalanlamıyorlar. Fakat o zalimler, açıkça Allah’ın ayetlerini inkar ediyorlar." (En’am: 33)
Bu küfür çeşidi yalanlama küfrü olarak isimlendirilse de doğru olur. Çünkü burada dille yalanlama vardır." (Medaric’us-Salikiyin c: 1 s: 337)
6 - İnad Ve Kibirlenme Küfrü
Bu; kişinin hakkı bilip kalben doğruluğuna inandığı, dili ve kalbiyle doğruladığı halde hakka boyun eğmekten, onu uygulamaktan, kalbi ve uzuvlarıyla ona teslim olmaktan kaçınmasıdır.
Mearic el Kabul kitabının yazarı şöyle diyor:
"Kalbiyle doğruluğunu bilip diliyle itiraf ettiği halde kalp ve uzuvlar bunu pratikte amellerle desteklemezse bu inad ve kibirlenme küfrü olur. İblisin ve rasulün hak olduğunu bildiği halde onu kabul etmiyen yahudilerin çoğunun küfrü bu türdendir. Huyey b. Ahtab, Ka’b b. El Eşref ve diğerlerinin ve inad ile kibirden dolayı namazı terkedenin küfrü de bu türdendir." (Mearic el Kabul c: 2 s: 19)
İbni Kayyım dedi ki:
"Kibirlenme ve yüz çevirme küfrüne gelince; iblisin küfrü bu türdendir. Çünkü o Allah’ın emrini inkar etmedi, inkarla karşılık vermedi. Emir karşısında kibirlenip yüz çevirdi. Ayrıca rasulün, Allah-u Teâlâ katından hak ile geldiğini bildiği halde, yüz çevirip kibirlenerek ona tabi olmayan kişinin küfrü de bu türdendir. Zaten Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e düşman olan ve ona karşı çıkanların çoğunun küfrü bu türdendir. Tıpkı Allah-u Teâlâ’nun Firavun ve kavmi hakkında anlattığı gibi:
"Kavimleri bize ibadet edip dururken bizim gibi iki insana mı inanacağız." (Mü’minun: 47)
Allah-u Teâlâ rasullere karşı çıkanların, rasullerine şöyle dediklerini bildiriyor:
"Sizler de ancak bizim gibi bir insandan başka bir şey değilsiniz." (İbrahim: 10)
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
"Ama onlar, onu yalanladılar." (Şems: 11)
Allah-u Teâlâ’nın şu ayetinde buyurduğu gibi yahudilerin küfrü de bu türdendir.
"(Tevrattan) bilip öğrendikleri gerçekler karşılarına dikilince, onu inkar ettiler." (Bakara: 89)
Allah-u Teâlâ ayrıca onlar hakkında şöyle buyuruyor:
"Onu, öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar." (Bakara: 146)
Ebu Talib’in küfrü de bu türdendir. Çünkü o, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’i doğrulamış, onun doğruluğunda şüphe etmemiş fakat kabilesine ve ailesine aşırı bağlılığı, babalarını yüceltmesi, onların milletinden yani tabi oldukları şeylerden yüz çevirmek ve onları tekfir etmek istememesi yüzünden İslam’a girmemiştir." (Medaricüs Salikin c: 1, s: 337)
Dikkat edilirse, bu son küfür çeşidinin de bundan önceki küfür çeşitlerinin de meydana geliş sebebi, hakka boyun eğmemek ve ona teslim olmamaktır. Hakkı kabul etmemek ise kendini şu şekillerde gösterir:
Kişi ya hakkı, doğru olduğunu kabul etmeyerek reddeder ki, bu inkar küfrüdür ya da kendisinin hakka uymayacağını açıkça ilan eder ki, bu da kibirlenme küfrüdür.
7 - Nifak Küfrü
Bu küfür türü, kişinin kalbiyle inanmadığı halde zahirde diliyle tasdik ettiğini söylemesi, diliyle ve hareketleriyle hakka bağlanmış gibi görünmesidir.
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
"İnsanlardan bazıları, inanmadıkları halde "Allah'a ve ahiret gününe inandık" derler. Onlar Allah’ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar. Halbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar da bunun farkında değillerdir." (Bakara: 8-9)
"Yeminlerini kalkan yapıp Allah yolundan yan çizdiler. Gerçekten onların yaptıkları ne kötüdür. Bunun sebebi, onların önce iman edip sonra inkar etmelerindendir. Bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir. Artık onlar hiç anlamazlar." (Munafikun: 2-3) |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
SAAT VE TARIH
|
|
|
|
|
|
Bugün 49 ziyaretçikişi burdaydı! |
|